Koku beş duyu organımızdan biri olan burunla algılayabildiğimiz havada veya bir nesnede bulunan kimyasallara verilen addır. (Kendim uydurdum bu tabiri). Biraz da koku hafızasından bahsedeyim, bu hafıza görme ve işitme hafızalarından daha güçlüdür. Bir olayı, bir nesneyi kokusu ile kavramışsanız o kokuyu unutmanıza pek imkan yoktur. En kalıcı ve etkin olanıdır ve de diğer duyular tarafından desteklenmediği için (işitme,görme,dokunma gibi) en bilinç dışı ve kontrolsüz olgudur.
O nedenledir ki herkes sevgilisiyle gittiği yerleri, yaptıklarını unutur da O'nun kokusunu asla unutmaz, bir yerden gelen benzer koku sizi çekip götürür yine O'nun kollarına. Şimdi bir acı fren kokusunu, asfalt kokusunu, yağmur yağmış toprak kokusunu hepimiz biliriz ama tarif edemeyiz, bu nedenledir ki kokular ve parfümler insanda çok önemli bir yer tutarlar. Sakın afrodizyak parfüm öner diye gelmeyiniz özel mesajla, çünkü diğer duyu organları gibi kokular da kişiden kişiye farklılık gösterebilen öznel beğeniye ait değerlerdir. Güzel bir koku feromonları ve hormonları tetikleyebilir, yani temiz ve güzel kokarsanız karşı cinsle de olan yakınlığınız artacaktır. Çok yakışıklı ve pis kokan bir adam yerine normal ve temiz kokan bir adam her zaman tercih edilir.
O yüzden bizde güzel kızların peşinde koşuyoruz, çünkü güzel kızlar temiz de kokarlar, Adriana lima'yı zihninizde nasıl canlandırıyorsunuz bok koktuğunu düşünmüyorsunuz herhalde? Yada koksa da fark etmez mi diyorsunuz? Neyse demem o ki kokuları zihnimizde canlandırıp, güzel şeylerle özdeşleştirebiliyoruz, rüyalarımıza kokular da dahil olabilir koku düşündüğünüz 4 harften daha güçlü ve komplex bir merettir :)
Bugün ise konumuz parfüm, aklıma gelenleri yazıp sizlerle paylaşmaya çalışacağım. 2 yıllık hobim olan parfümler ve kokular üzerine öğrendiklerimin bir kısmını sizlerle paylaşmak adına uzun emeklerim sonucu meydana gelmiş yazımı okursanız memnun olurum. Bu yazılanlar bana ait bilgiler değildir ve değişik kaynaklardan derlenmişlerdir, güzel bulduklarımı kendi cümlelerimle özetledim ve paylaşıma sundum.
Parfüm nedir?
Parfüm çok eski çağlardan günümüze kadar gelmiş latince "per fumum" kelimesinden "dumanın içinden", "kokulu duman" anlamlarına gelen kelimeden geliyor. İlk olarak mısırlılar 5000 yıl öncesinde güneş tanrıları Ra için güneşin doğuşundan batımına kadar kokulu otlar yakarlarmış. Zaten mısırlılar döneminde mumyaların mezarlarında bulunan parfüm şişeleri, kokulu yağlar, kremlerden genel bir görüş olarak kozmetik ve ilaç sektörünün gelişmiş olduğu ve ilk ciddi kozmetik ürünlerinin mısırlılardan günümüze kadar geldiği söylenir.
Mısır firavunu Tutankamon'un mezarında nemlendirici benzeri krem vazoları ve parfüm şişeleri çıkarılmış ayrıca mısırlılar günlük hayatlarında kokulu yağlar ve pomatlar kullanılırmış. Eski mısır kraliçesi Nefertiti yasemin banyosu yapar, banyodan sonra vücuduna sandal ağacı, amber ve eşine ender rastlanacak çiçek özleri ile karıştırarak bunu sürerdi. Çünkü mısırlılar temizliklerine düşkündüler her ne kadar bir banyo geliştirememiş de olsalar, bunu diğer şekillerde telafi etmişlerdir, din inanışları olarak da temizliğin gerekliliğine inanmışlardır.
Çağdaş niteliklere sahip ilk parfüm 14. yüzyılda Macar kraliçesine yapılmıştır. Bu parfüm lavanta ve değişik çiçek yağlarının alkol ile birleştirilmesi sonucu meydana gelmiş ve "macar suyu" anlamına gelen bir kelime verilmiştir. Daha sonra 17. yüzyılda Fransa Grasse'de parfüm bugünkü şeklini almıştır, imparator Napoleon Bonoparte ve İmparotiçe Josephin parfüm kullanımının ilk öncülerindendir. Daha sonra o günlerden günümüze kadar kozmetik ve parfüm sektörü de çok ilerledi değişik şişeler ve kalitelerde binlerce koku bugünlerde beğenimize sunuluyor.
Eau de toilette dediğimiz terim nedir? Parfüm satışı neden bu kadar yaygınlaştı?
Eau de toilette fransızca "tuvalet suyu" anlamına gelmektedir. Parfümün bu kadar yaygınlaşmasında avrupanın tutum ve durumlarının etkili olduğu bir gerçektir, bununla ilgili olan iki değişik ikisinin de gerçek olabileceklerine inandığım hipotezleri paylaşayım. Parfümün nasıl ortaya çıktığını ve nasıl yaygınlaştığını anlatayım sizlere:
Bunlardan birincisi Fransa'nın eski açık kanalizasyon sistemidir. Yani eskiden Fransa'da yer altı kanalizasyon sistemi altyapısını sağlamayan Fransızlar, bunu yer üstünden geçecek şekilde yapmışlar. Anlayacağınız üzere tüm evlerden çıkan atık sular ve pislikler cadde, sokakların üzerinden geçermiş, anlayacağınız tüm şehir buram buram bok kokarmış. Fransızlar da bu kokuları yer altı sistemlerinde taşımak yerine bu kokuların üzerlerini örtecekleri kokular üretmeye başlamışlar ve bu kokuların adı da eau de toilette olmuş. Bir kaç kaynakta okudum bunu ekşi sözlükteki bir yazar arkadaşın yazdığına kendi yorumlarımı ekleyerek harmanladım.
İkinci olan düşünce ise, banyo ve temizliğin dinsel ve politik baskılar sebebi ile Avrupa ve Amerikada uzun bir süre yasaklanmasıdır. Kiliseler, belki de Roma hamamlarında sefa ve eğlencelerin önünü almak için temizliğin "uygunsuz" olduğunu söyleyip, yıkanmamış bir vücudu dindarlığın işareti olarak kabul etmişlerdir. Bu dönemlerde İspanyol kraliçesi İsabella ömründe 2 kere banyo yapmışlığıyla övünmüştür ve Fransa Kralı 14. Louis'in hayatında 1 veya 2 defa banyo yaptığı rivayet edilir. Hatta onu ziyarete giden bir Rus elçi, döndüğünde çarlarına Louis'in "doğadaki vahşi hayvanlar gibi koktuğunu" söylemiştir. O dönemde Ruslarda ayda 1 kez olmak üzere bir banyo kültürü vardı. Bu dönemde banyoları ve hamamları olan Müslümanlar da Avrupadan göç ettirilmiş veya cezalandırılmışlardır.
Biraz da Romadan bahsedersek, roma yıkanmayı en çok seven ulus olarak anılıyor, onların döneminde umumi ve özel hamamlar, çeşmeler bir sürü su kemerleri vs. yapılmış. Bu hamamları daha fazla küçülterek ufak banyolara çevirmeleri de Romalıların döneminde başlamış, bir Romalı ortalama 1350 lt su tüketiyormuş bu günümüzde 5-6 Türk ailenin tükettiği su miktarına karşılık geliyor. Neyse gelgelelim hamamdan hoşlanan Romalılar başlarda kadın ve erkek olarak ayrı olmalarına rağmen , daha sonra cinsel oyunların oynandığı sefahathaneler haline gelmişti, hamam şeklinde genelevler türemişti. Ki bunun imparatorluğun yıkılmasının önemli nedenlerinden biri olduğu düşünülür.
Eskiden Avrupada tuvaletin olmaması ve her tarafta ihtiyaçlarını gidermeleri ve bunların saray çalışanları tarafından her gün temizlenmeye çalışılması vs. gibi nedenler parfümlerin bu kadar gelişmesine sebep olmuştur. Neyse bu konuyla ilgili daha detaylı bilgileri googleden öğrenebilirsiniz bu da benim kendi yaptığım araştırma ve derlemeler sonucunda özet olarak aklımda kalanlardır.
Bu yukarıda anlattıklarım sıkıcı da gelse DHV hikayeleriniz için güzel bir kaynak olacaktır. Parfümün nasıl yapıldığı, içeriklerinde neler kullanıldığıyla ilgili genel bilgileri de altayıp, biraz günlük hayatta kullanabileceğimiz bilgileri sık merak edilen soruları paylaşayım.
EDC, EDT, EDP nedir?
Bu terimler parfümünüzün içinde bulunan bu aromatik, yağ ve değişik özlerin konsantrasyonlarının adıdır. Kalıcılık bileşenlerine göre farklılık gösterse de genel olarak bilinen, daha yoğun özlü içeriklerin EDP gibilerin daha uzun süre kaldığıdır. Aslında parfümde kalıcılık bir kalite ölçüsü değildir (açık parfümleri bile 1-1.5 gün kalıcılığında yapabiliyorlar artık kimyasallarla). Fiyatlarının da benzer şekilde konsantre oranıyla değiştiğini pek tabi söyleyebiliriz.
Perfume (saf parfüm): 15-40%
Eau de Perfume (EDP): 10-20%
Eau de toilette (EDT): 5-15%
Eau de cologne (EDC): 3-8%
Aftershave: 1-3%
(Yukarıdaki sayılar differencebetween adlı siteden alınmıştır)
Vintage ağırlıklı bir parfüm koleksiyonu
Parfüm nasıl kullanılır? Nasıl daha kalıcı bir hale gelir? Parfümlerimizi nasıl seçmeliyiz?
Parfümlerin kullanımları hakkında değişik yorumlar var, kimisi tene sıkılır diyor, kimisi kıyafetlere ama benim görüşümce tene sıkılan parfüm sizin kendi kokunuzla harmanlaşırken geçirdiği evreler ve kokuyu daha fazla yayabildiği için tene sıkılmalıdır. Parfüm nemli bölgelere sıkıldığında daha verimli olur, parfümlerin kalıcılığından şikayet edenlerin tenleri yeterince nemli değildir, bir nemlendirici ile birlikte kullanırsalar daha etkili olur. (Deodorant kuru olan koltuk altı bölgesine uygulanır, parfümden farklıdır)
Parfüm kullanılacak beden öncelikle temiz olmalıdır., temiz ciltte parfüm kalıcılığını daha uzun süre muhafaza eder, duştan hemen sonra cilt nemli olacağı için daha iyi verim alınacaktır. Parfümü bileğinizin iç bölgelerine, boynunuzun iki yanına, ensenize, göğüslerinizin v yaptığı birleşme noktasının az üzerine sıkabilirsiniz, bu bölgeler daha nemli ve sıcak oldukları için daha iyi sonuçlar verirler. En iyi kalıcılığı aynı parfümün deodorant, aftershave, body lotion gibi ürünlerini birlikte kullanarak alırsınız. Çok önemli bir uyarı, lütfen parfümlerinizin etki miktarlarını öğreniniz ve düşününüz, çok fazla püskürtmek iyi kokmak demek değildir. Bazı parfümlerde 6-7 fıs yeterli olmakla birlikte bazı parfümlerde 2. fıs bile ağır kaçabilir, parfümünüzü bilin zalım gibi başınızdan aşağı boşaltmayın. Kalıcılığı düşük bir parfüm kullanıyorsanız gerekirse yanınızda küçük bir atomizer ile 4-5 saatte 1-2 fıs sıkabilirsiniz.
Bilek içi ve elinizin üst kısmına parfüm sıkmanız halinde projeksiyonu artırabilir, hem de nasıl koktuğunuzu istediğiniz zaman test edebilirsiniz :)
Parfümlerimizi seçerken öncelikle denemeliyiz, her ten farklı koktuğu ve değişik kimyasallardan oluştuğumuz için her parfüm her kişide aynı olarak kokmaz, denenmeden alınmış bir parfüm hayal kırıklığı yaratabilir demiyorum, çünkü genelde yaratır. Parfümleri denerken sabah koku algılarımız daha açık olduğu için, parfümlerin sabah seçilmesi daha iyidir. Orijinal parfümlerde alt,orta ve üst notalar dediğimiz farklı katmanlar vardır, bunlar basit bir anlatımla alt: ilk sıkıldığında 10-15 sn arasında gelen koku, orta: teninizde 1 saate kadar koklamış olduğunuz koku, üst: parfüm belli süre teninizde durduktan sonraki (açıldıktan) kokudur [Bu verdiğim sayılar sadece örneklendirmedir, her parfüme göre değişebilir]. Bu nedenle parfümleri denerken sabırlı olunuz ve en az 3 saat üzerinizde taşıyınız. Bir günde 3-4'ten fazla koku deneyebilirsiniz ama belli bir süre sonra algınız azalacaktır onun için bir kere de maksimum 3-4 parfüm denemek idealdir. Parfüm denemeye gidecekseniz de bir süre sigara içmemenizi ve o gün üzerinize parfüm sıkmamanızı öneririm. Yediğiniz yemekler ağır mesela sucuk, pastırma vs. yemişseniz parfüm kokunuzu bile etkiliyor haberiniz olsun.
Parfümü kendi beğeninize göre alabilirsiniz veya arkadaşlarınıza danışıp alabilirsiniz, ama denenmeden parfüm alınmaz. Her yaşa göre parfümler(zevkler ve koku tecrübeleri) ayrıdır ve reklamları bile ona göre yapılır, genel bir araştırmayla kendinize uygun olan parfümleri listeleyip, sonra mağazalarda bunları test edebilirsiniz. Parfümler en iyi oksijensiz, ışıksız ve ısının yüksek olmadığı ortamlarda saklanabilir, ısı değişimi parfüm için iyi değildir bunun için soracaksınız buzdolabında parfüm saklanır mı evet saklanabilir. Ama özellikle banyo gibi ısının yükseleceği, nemin bulunduğu bir ortamda parfüm saklamanız, direk olarak güneş ışığına maruz bırakmanız parfümün bozulmasına yol açacaktır. Firmalar parfümler için açılmadıkları sürece 3 yıl ömür biçerler ama iyi bir şekilde saklarsanız daha uzun süreler kullanabilirsiniz.
Parfüm ve kozmetiklere alerjisi olan insanlar olabilir, güneşe çıkmadan hemen önce cildinize bu parfümleri sıkmanız size zarar verebilir. Hele ki toplumumuz açık parfüm vs. ucuz ürünlere aşırı yöneldiği için bu tip cilt problemleriniz oluşabilir amman dikkatli olunuz diyorum.
Parfüm ve kozmetiklere alerjisi olan insanlar olabilir, güneşe çıkmadan hemen önce cildinize bu parfümleri sıkmanız size zarar verebilir. Hele ki toplumumuz açık parfüm vs. ucuz ürünlere aşırı yöneldiği için bu tip cilt problemleriniz oluşabilir amman dikkatli olunuz diyorum.
Bunlarda benim koleksiyonumun bir kısmı :)
Yeterince uzun bir yazı oldu, bir dahaki sefere parfümlerde notalar, koku aileleri, erkek kokusu ile kadın kokusu nasıl ayrılır vs. terimler hakkında bilgiler verebilirim. Şimdilik bu kadar umarım her yönden bilgilendirici ve işinize yarar bir yazı olmuştur. Not olarak tekrar belirtmeliyim buradaki yazılanları türkçe ve yabancı kaynaklardan okuduklarımı özet çıkardım, bunun için çeşitli forumlardan, translate eden web sitelerinden, arama motorlarından destekler aldım, ama şu an okuduğunuz bu bütün şekliyle ve cümlelerle bana aittir. Orjinal metin puacemiyeti.com adlı site için yazılmıştır.
DHV: Demonstraion of Higher Value yani değer katma anlamında kullanılmıştır.